ALANDA TOPRAK ISLAHI, DRENAJ VE SU SORUNLARI NASIL ÇÖZÜLDÜ ?
2007 yılında tarım faaliyetlerine başlamaya karar verdiğimizde elimizde üzerinde hiçbir bitki örtüsü olmayan, rüzgar erozyonu ile toprağın en verimli olan üst katmanını kaybetmiş, yüzey sularının çekilip tuzlu taban suyunun oluştuğu verimsiz bir toprak vardı. Civar çiftçiler ve bazı akademisyenler bu alanda tarım yapılamayacağı görüşünü bildirmekteydi. Buna rağmen biz bu alanı ıslah etme ve tarıma kazandırma kararını aldık. İlk başladığımız bu dönemde toplam arazi varlığımız 7.000 dekardı. Çalışmalarımızı ilk önce 5.000 dekar alanda yoğunlaştırdık. İlk önce bu alanda tahliye kanalları açarak bir yıl boyunca kanallar ile tuzlu taban suyunu 1,5 metrenin altına indirdik.
Daha sonra yüzey toprağın salma su ile tava şeklinde doldurup boşaltma sistemi ile toprakta bulunan tuz ve Bor'un yıkanması gerekiyordu ancak bunu uygulayacak kadar su temini olmayınca bu uygulamadan vazgeçildi. 2008 yılında elimiz de taban suyu düşürülmüş, killi, kireçli ve tuzlu bir toprağımız bulunmaktaydı. Bulunduğumuz bölgede metrekareye düşen yıllık yağış ortalaması 240 lt/yıldır. Ayrıca bu yağışın %80’i kış aylarında bitkilerin ihtiyacı olmayan dönemde düştüğü için sulamasız bir üretim olamayacağı için yer altı sulama imkanlarını araştırmaya başladık. Arazimizin bulunduğu alanda yer altı suyu tuzlu olduğundan bunu kullanamazdık. Bu amaçla arazilerimizin 5 km uzağından yer altı sulama kuyuları ile ihtiyaç duyulan sulama suyunu bir havuzda toplayarak yer altı boruları ile alanımıza getirdik.
Bu alanların en hızlı en ekonomik ve en kolay sulanması amacı ile her biri 500 dekar alanı sulayabilen 10 adet Center Pivotu ithal ederek arazilerimize kurduk. Killi topraklarımızın bitki yetiştirebilecek kapasiteye gelebilmesi için 5.000 dekar alanımıza üstten organik madde ihtiva eden bitki atıklarını parçalayarak serptik ve hafif şekilde karıştırdık. Toprağımızın halen sadece üst 5-8 cm kısmı tarıma uygun olduğu için işleyemiyorduk. Bu amaçla arazilerimize direk ekim yöntemi ile tarım yapmaya karar verdik. Mevcut topraklarımızda bulunan tuz ve zayıf organik madde nedeni ile tuza toleransı en iyi olan arpa yetiştirmeyi seçtik. Direk ekim yöntemi ile Arpa ekimini yaparak o yıl yetiştiriciliğini yaptık. Ancak bu durumda bile yıl sonunda dekardan ancak 100 kg verim elde edebildik.
Bu rakamları çalışmaya başladığımızda hesaplamıştık ve bu bizim için toprak ıslahının ilk yılı olarak hedeflenen sonuç idi. Hasattan sonra bitki artıklarına hiç dokunmayıp arazi yüzeyinde bırakarak toprağın su tutma kapasitesi ve aynı zamanda organik madde ihtivasını artırmış olduk. İkinci yıl tekrar aynı alana bitki artıklarına dokunmadan işlemesiz şekilde direk arpa ekimi yaptık. İkinci yılın sonunda 180-200 kg dekar verimlerine ulaştık. Verim olarak halen kötü olmak ile birlikte toprak kalitesinde ve toprak derinliğinde iyileşmeleri gözlemledik.
Üçüncü ve son yıl olarak tekrar arpa ektik ve yıl sonunda 300 kg verim ve daha da ıslah olmuş toprak elde ettik. Üç yıl boyunca hasat sonrası elde edilen toprak üstü aksamları toprak yüzeyinde iyi bir organik madde oluşturmuştu ve bunu hafif toprak işleme aletleri ile çok derinlere inmeden toprağa karıştırdık. Topraklarımızın daha da kaliteli olması için alanlarımıza buğday, yonca, sorgum sudan otu gibi bitkileri ekmeye başladık. Artık alanlarımız da ürün değeri yüksek olan ürünlerin yetiştirilmesi ile birlikte bu ürünleri tüketecek ve oluşan gübrelerin tekrar alanımıza dönerek ıslahı hızlandırma amaçlı büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliğine başladık.
Elde edilen ürünler hayvanlar tarafından tüketilip bunlardan elde edilen katı ve sıvı gübrelerin alana uygulanması ile topraklarımızda hızlı bir gelişme sağladık. 7.000 dekar alanın 5.000 dekarını bu şekilde ıslahını tamamladığımız için beşinci yıldan itibaren kalan 2.000 dekar alanı da ilk uygulamalarımız gibi ıslah etmeye başladık. Ayrıca Center pivot alanlarının ortalarında bulunan alanlarımızda da 1 m derinliğinde toprağı çıkarıp leonardit, bitki parçaları ve zeolit gibi ıslah metaryalleri ile karıştırıp tekrar doldurduk ve bu alanlarda tam bodur meyve yetiştiriciliğine başladık.
SÜRDÜRÜLEBİLİR ARAZİ YÖNETİMİ (ROTASYON, SULAMA YÖNTEMLERİ, TOPRAK İŞLEME)
2012-2013 yıllarına geldiğimiz de artık verimli topraklarda yetiştirile bilen ve hayvancılıkta en düşük maliyetli kaba yem olan silajlık mısır yetiştirmeye başladık. Başlangıçlar da bunlardan aldığımız verim bölge verimlerinin yarısı kadardı ancak toprağa katkısı büyük olmaktaydı. 2015 yılına kadar tamamen toprak işlemesiz direk ekim yöntemi ile ekim yapıp yetiştiricilik yapıyorduk. Bu sayede verimsiz topraklardan verim almaya başladık. Ancak ilerleyen yıllarda sürekli tarım trafiği ile sıkışan sertleşen topraklarımızda verim yükselişinin olamayacağı kanaatine vardık. Fakat halen de 15 cm altta toprağın tuzlu verim veremeyecek düzeyde olduğunu gördük. Bu amaçla alt toprağı yüzeye çıkarmadan sıkışan toprağı gevşetecek patlatma şeklinde toprak işleyen pulluklar ile toprağı işlemeye başladık.
Aldığımız bu doğru karar sonucunda verimlerimizde hızlı bir artış oldu ve bölge verimlerini yakalamaya başladık. Hayvancılık işletmelerimizi ilk kurduğumuz dönemde 7.000 dekar alandan ihtiyaç olan kaba ve kesim yemlerin % 50 sini karşılayıp kalan % 50 lik bölümünü dışarıdan satın alırken 2016 yıllarına gelindiğinde artık tüm ihtiyaçlarımızı işletme içinden karşılıyorduk. Islah çalışmalarımızdan aldığımız bu olumlu sonuçlar ile etrafımızda bulunan ilk başladığımız dönem gibi olan çoraklaşmış toprakları satın alarak aynı ıslah uygulamalarını da buralara uygulayarak büyümeye devam ettik. Islahını tamamlamış toprak derinliği oluşmuş arazilerimizin 1.500 dekarlık kısmında Tam bodur meyve üretimine geçtik. Bugüne geldiğimiz de ıslahını tamamlamış ve halen ıslahı devam eden 12.000 dekar alanımız vardır. Her bir alan da toprak kalitesine göre uygun ürün ile yetiştiriciliğimiz devam etmektedir.
Bugün itibari ile Tarla tarım alanlarımızda bölgemizde yetiştirilebilen tüm ürünlerimizi yetiştiriyor ve bölge verimlerinin üzerinde verimler almaktayız. 12 yıllık tecrübemizin sonun da en iyi ürünü ve en iyi verimi yakalayabilmek için gerekli tüm tarım teknolojilerini bölge çiftçilerimize ve Ülkemize örnek olacak şekilde kullanmaktayız. Uydu kontrollü traktörler ile ekimlerin yapıldığı işletmemizde çıkışların oluşması ile birlikte bitki sıklığını tarım programları yüklü İHA’lar vasıtası ile bilgisayar ekranımıza indirip arazinin iyi ve kötü alanlarını belirleyip yetiştirme sezonu içinde yapacağımız uygulamalarımızı belirliyoruz. Arazi kontrolleri ve İHA’lardan aldığımız üst görüntüleri birleştirip bitkimizin fenolojik dönemini belirleyip, meteoroloji istasyonumuzdan aldığımız günlük nem, sıcaklık, yağış, toprak nem durumu ve buharlaşma miktarlarını bir araya koyup bitkimizin günlük su ihtiyacını belirliyoruz, eğer yağış yok ise Center Pivot sulama sistemi ile bitkilerimize suyu ulaştırıyoruz. Hem pivotlarımız ile hem de damlama sulamalarımız ile bitki için gerekli suyu en ince hesaptan geçirerek ne eksik ne fazla olacak şekilde arazimizi suluyoruz.
Pivotlarımız ve damama sulamalarımız sayesinde günlük 5.000 dekar alanı aynı anda sulayabiliyoruz bunun için kullandığımız personel sayımız 3 kişidir. Tabi bu kadar düşük işçilik çıkara bilmek için sistemimiz ve personelimizi çeşitli elektronik kontrol sistemleri ile desteklenmektedir. Çalışan her bir pivotun çalışma hızı, kullandığı su miktarı ve arıza durumu sulama personeli ve amiri tarafından telefon ekranından takip edilir. Bir arıza ve aksama halinde sulama personeline mesaj gelir eğer 15 dakika içinde müdahale olmaz ise bir üst amirine bu mesaj iletilir. Eğer bir pivot hareket etmiyor ise saatte 240 ton kapasite ile akan su sadece bir alana akmaya başlar ve bir alan aşırı sudan zarar görürken diğer alanlar eksik sulama veya geç sulamadan etkilenmiş durumda olacaktır.
Yine hem tarla hem meyve alanlarımızın hastalık ve zararlıları Erken Uyarı Sistemi ile takip edilmekte olup hastalık ve zararlının arazide oluştuğu ancak zarara başlamadığı dönemde en az ve en ekonomik kimyasallar ile ilaçlanıp zararın çoğalmasına ve ekonomik eşiği geçmesine izin verilmemektedir. Bu yaptığımız çalışmalar sonucunda bu yılın üretim rakamlarına göre bölgemiz verimli topraklarında Dane mısır verimi 1500 kg bizim verimimiz 1650 kg, buğday arpa verimleri 400 kg bizde 650 kg, mısır silaj verimleri 7000 kg bizde 8000 kg.
Elma üretimi dekar verimleri 4000 kg, bizde 5000 kg. Özellikle bu yıl Türkiye genelinde bahar aylarında her yıldan farklı oluşan yağışlar sonucunda üreticilerin hastalık ve zararlı kontrolünde hata yapıp ürünlerinin % 50 – 80 hasarlı olurken bizde uygun teknoloji kullanımı ve verimli çalışma ile bu hasardan etkilenme sıfır olmuştur. Türkiye nin en verimsiz ve çorak bölgesinde bu yıl 5.000 ton Türkiye nin en kaliteli elmasını yetiştirip iç piyasalara ve ihracata sunulmuştur. Başlangıçta toprak ıslahına yardımcı olmak amacı ile başladığımız hayvancılıkta bugüne geldiğimizde büyük sayılarda ve hatırı sayılır üretime geçilmiştir. 2.000 baştan oluşan büyükbaş işletmemizde 600 sağmal inek ve 400 adet erkek besi hayvanımız bulunmaktadır. Günlük 18 ton süt satışımız ve aylık 9 ton karkas et satışımız vardır.
Küçükbaş işletmemizin sayısı 5.000 adettir. 2700 adet anaç oyunumuzdan yıllık 5.000 adet kuzu elde etmekteyiz. Doğan dişiler damızlık olarak yetiştirilip tekrar sürüye katılarak hem sürümüzün genç kalması hem de her yıl büyüme sağlanmaktadır. Doğan erkek kuzular ise 120 güne geldiğinde 40 kg canlı ağırlık ile kesime sevk edilmektedir. Buradan da aylık 250 adet besi kuzusu satışımız olmaktadır.
2007 yılında feda edilmiş üzerinde hiçbir bitkinin yetişmediği, hiç kimsenin uğramadığı ve her yıl kaybettiği toprak değeri ile Ülkemizin yok olan bir varlığı üzerinde Ülkesini seven ve değerlerini korumaya karar veren Mehmet Haluk Ündeğer tarafından bir karar alınmış ve çalışkan insanlar tarafından doğru uygulanmış uygulamalar ile bu alanda bir vaha oluşturulmuştur. Evet gerçekten bir vahadır burası, görmek için 2007 yılına gitmeye gerek yok işletmemizin dört bir tarafı bizim halen ilk başladığımız alan gibi ve halen kötüye doğru gitmektedir. Tarıma kattığımız alanlarımızda ise her geçen gün daha ileriye gitmekteyiz. Tarımımızı sürdürülebilir hale getirmek için geçen yıl 3.500.000 tl yatırım ile 600 kw güneş enerji santralimiz ile elektrik üretmeye başladık bu yıl ise 15.000.000 tl değerinde yatırıma sahip 1.200 kw Biogaz tesisi kurulumuna başladık ve yıl sonuna çalışır duruma geçeceğiz. Tarlalarımızdan elde ettiğimiz yonca ve mısırlarımız inekler ve koyunlar tarafından tüketilip süt ve ete dönüştürülürken atık olarak atılan gübresi Biogaz tesisinde fermente edilmesi sonucunda açığa çıkan gaz ile elektrik üretilecek bu elektrik ile yine bitkilerimize ihtiyaç olan suyun elektrik vasıtası ile alınıp bitki ile buluşması sağlanacak, tesiste fermente edilmiş ve % 100 yarayışlı hale getirilmiş gübre ile bitkilerin gelişmesi için ihtiyaç olan gübre karşılanmış olmaktadır.
Bölge insanlarımızın tüm bu yaptığımız çalışmaları görmesi ve yerinde incelemesi için kapılarımız sonuna kadar açıktır. Ayrıca gelen bu misafirlerimizi mutlu etmek işletmemizden bilgi almanın yanında keyifli vakit geçirmesi için geyiklerin, ceylanların, atların, tavşanların, farklı ırklarda kuşların serbest dolaştığı, Türk kültüründe olan kıl çadırların bulunduğu, basketbol, voleybol, tenis gibi spor sahalarının, gece konaklamaya olanak veren tesislerimizin olduğu son derece güzel mesire alanları oluşturduk ve her daim kullanıma açıktır.
HANGİ FAALİYETLER DENENDİ? HANGİLERİNDEN VAZGEÇİLDİ?
İlk olarak işlemesiz tarım denendi bu yöntem ile toprak verimliliği artırıldıktan sonra artık verimin düşük olduğu gözlendi. Daha sonra işlemeli tarıma geçildi. İlk başlarda toprak verimsizliği ile sadece buğday arpa yetiştiriciliği yapıldı. Daha sonra toprak verimliliği sağlandığı gözlemlenince diğer ürünlerin üretimine de geçildi. İşletmemizde üzüm ve kiraz yetiştiriciliği denendi ancak üzüm de sonbahar ve ilkbahar donları nedeni ile başarı sağlanamadı. Kiraz yetiştiriciliğinde ise taban suyunun yüksek olması nedeni ile kurumalar başladı ve başarısız oldu. Üzüm ve kiraz alanlarının tamamı sökülerek, elma ve tarla ürünleri yetiştiriciliğine geçildi. Koyunculuk işletmesinde süt üretimi de denendi. Ancak işçilik maliyetinin yüksek olması ve pazarlama sorunu sebebi ile süt üretimi işletmeciliğinden vaz geçilerek et işletmeciliğine geçilmiştir.
Faaliyet alanımızda, öncelikle organik tarım çalışmaları yapıldı. Ancak alanın organik maddece çok fakir olmasından dolayı vazgeçildi. Toprakta bor yüksekliği nedeni ile bitkilerin hızlı gelişim dönemlerinde bunun büyümeyi sınırladığı ve rekoltenin düştüğü görüldü. Hızlı büyüme ve yüksek sıcaklık dönemlerinde bitkilere yapraktan iz element uygulaması ve daha fazla su kullanımına geçildi. Alanda üst toprak işlemesinin yeterli olmadığı, bitkinin gelişim göstermediği görüldü. Bunun üzerine üst toprakla birlikte, alt toprak işlemesi de yapılarak, derin işleme ile kistleşmiş toprak patlatarak dip işlemeye geçilmiştir.
Topraklarımızın havzanın en çukur bölgesinde yer almaktadır. Kış ve bahar aylarının yağışları bu alanda kalarak, topraktaki donun daha geç çözünmesine sebep olmaktadır. Civar tarım arazilerine göre toprağın daha geç ısınması nedeni ile, bölgede ekim yapılan tarihlerde ekim yapıldığında bitki çimlenme ve büyümesinin güç olduğu gözlemlendi. Ayrıca bitkinin çimlenmesinden sonra toprağın halen büyüme sıcaklığına erişemediği için bitkinin strese girerek verim düşüklüğü yaşadığı gözlemlendi. Alandaki verimi artırmak için, toprak sıcaklığı takip edilerek geç ekim yapılmaya başlandı. Elma ve Badem gibi meyve üretimi yaptığımız alanlar, İşletmemizin don çukuru alanlarında yer alması sebebiyle ilkbahar geç donlarından etkilenerek, önemli don zararları görülmüştür. İlkbahar geç donlarından etkilenmemek amacıyla, alanda gördüğünüz gibi don pervaneleri kurulmuştur.
İlkbahar çok soğuk günlerinde pervaneler çalıştırılarak, alanda hava sirkülasyonu sağlanarak ortam ısısı yükseltilmektedir. Don pervaneleri 300 m bir alanda havayı sirküle edebilmektedir. Taban suyu seviyesinin yüksek olmasından dolayı derin kök yapan meyve ağaçlarından vazgeçilerek, tam bodur sığ köklü ağaç türleri seçildi. Küçükbaş işletmede mera kullanımlı yetiştiricilik yapılırken bölge meralarının çok verimsiz olması ile koyunların daha çok enerji kaybettiği gözlendi ve mera kullanımı iptal edilerek kendi ürünlerimizle ahırda beslemeye geçildi.
Tüm çalışanlarımız komşu köyler ve komşu ilçelerden sağlanmaktadır. Çoğu çalışanımız hem kendi köyünde tarım ve hayvancılık faaliyetini sürdürürken aynı zamanda işletmemiz de çalışmaktadır. Ayrıca meyvecilikte belirli dönemlerde artan işlere karşı gündelik işçiler civar köylerden sağlanmaktadır.
SAHANIN ÖNCEKİ DURUMU İLE ŞİMDİKİ DURUMUNUN KARŞILAŞTIRMASI (TUZLULUK, ORGANİK MADDE ARTIŞI, PH, BİTKİ BESİN ELEMENTLERİ vb.)
Arazilerimiz başlangıçta verimsiz çölleşen bir arazi, kuş uçmaz kervan geçmez bir arazi iken şimdi her dem yeşil düzenli bir alan olmuştur. Bunu görmek için uzaklara gitmeye de gerek yoktur. İşletmemize komşu batımızda kurumuş ak gölün alanıdır ve çölleşme halen devam etmektedir ve hiçbir bitki örtüsü yoktur. Yine işletmemize komşu kuzeyimizde askeri tatbikat alandır ve hiçbir tarımsal faaliyet yapılmadığı için mevcut alanlarda çölleşme halen devam etmektedir. Kuvvetli rüzgarlarda, bu iki bölgede toz bulutu oluşmakta iken, bizim işletmemizde durum gayet güzeldir.
İşletmemizde 2 resim vardır 1. resim ilk faaliyet yılında çekilmiş çölleşmek üzere olan ve çorak bir toprak sonra faaliyet başlatılmış toprak düzeltilmiş ve 2. resim tamamen yeşil bir ortam iki resim de aynı yerde çekilmiştir.
İşletmemizde tarım faaliyetinin dışında, sosyal yaşam alanlarımızda oluşturulmuştur. Bu amaçla işletmemizde spor tesisleri, her dem yeşil alanlar, gece konaklama alanları, mesire yerleri, yaban hayvanları le hayvanat bahçesi hayvanları işletmemizde bulundurulup görsel zenginlik kazandırılmıştır. İşletmemiz etrafında tel örgülerle çevrilmemiştir. İşletmemizi gelip gezmek isteyen herkese açıktır. ‘’Şeffaf ve Örnek bir İşletme’’ olmak için gayret ediyoruz.